Ecdadımız 3. Bölüm

140 views
2 mins read
140 views
2 mins read
Bu bölümde, Şeyh Bedreddin gibi nisbeten bilinen bir bilgenin temsil ettiği, ona arka plan oluşturan süreç ele alınıyor. Şeyh Bedrettin, insanlığın iş bölümü ve devletle tanışıncaya kadar yarattığı komünalist/ortaklaşacı, eşitlikçi toplumlardan süzülüp gelen bir felsefenin temsilcisi. 
Bu felsefenin vücut bulmuş haline de "Rıza Şehri" adını veriyorlar. (Babailer)
Bu noktada editoryal olarak bir not düşmeyi gerekli görüyoruz. 
Rıza Şehri de - More, Owen, St. Simon vb leriyle birlikte- bu gün insanlığın yarattığı ütopyalardan biri olarak anılıyor; Olmayan ülke! 
Oysa Çatalhöyük'ü - ki yakın tarih sayılır- bile incelesek Rıza şehrinin tasvir ettiği yaşam ve yerleşim formunu kanlı canlı görürüz. 
Aydınlanma çağının bazı devrimci düşünürlerinin, özellikle de Marks ve Engels'in ütopya diyerek -olmayan ülke- bir hayal olarak ilan ettiği bu hedefin, on ve onsekizinci yüzyıl arasında olağanüstü yaygın ve küresel diyebileceğimiz köylü ve zanaatkar isyanlarının -paris komünü de dahil- hemen hepsini tanımladığını görebiliriz.