admin

Paris Komünü’nün Hayatta Kalışı

Kristin Rossi ROAR – Paris Komünü neredeyse bir buçuk yüzyıldır incelenip tartışılıyor. Kitabınız dünya tarihine geçen bu olayı anlamamıza nasıl bir katkıda bulunuyor ve yazmaya neden şimdi karar verdiniz? Kristin Ross: 2011’den sonra, bir yeri ele geçirme, orayı tutma ve devletin özel alan kabul ettiği yerleri kamusal alana dönüştürmeye dayalı politik bir stratejinin geri dönüşü…

Yazının devamı

Devrim Korkunçtur

Marx-Herbstschule, Volksbühne / Prater, Antonio Negri

Antonio Negri Kimliğin isyankar işlevini ilerletme ve kimlik politikasını devrimci bir tasarıya doğru taşıma şeklindeki ilk iki hedefi destekleyebilmek için, üçüncü bir politik hedef zorunludur: Kendi yıkımı için çabalamak. Kimliğin öz-yıkımı, devrimci politikanın kimlikle başlayıp, nasıl orada bitmeyebileceğini anlamak için anahtar bir işleve sahiptir. Bu paradoksal süreç, kulağa diyalektik bir yadsıma gibi gelebilir; ancak gerçekten…

Yazının devamı

DEVRİM YARATMAK

MURRAY BOOKCHİN Ne oldu?… Ne olabilirdi?… Mayıs-Haziran başkaldırısının nasıl bir toplumsal devrime dönüşebileceğini soruyorsunuz.* Görüşlerimi olabildiğince net biçimde sunmaya çalışacağım. Söylediklerim sadece Fransa için değil, dünyanın diğer sanayi ülkeleri için de geçerlidir. Zira Fransa’da olanlar gelişmiş burjuva ülkelerdeki toplumsal devrimler için bir model olarak önerilebilir. ABD’de Fransa hakkında bu kadar az tartışma olması beni şaşırtıyor.…

Yazının devamı

POLİTİK EKOLOJİ DÜŞÜNME NOTLARI

Sınai kalkınma, ister kapitalist ister reel “sosyalist” isterse faşist dünyada olsun, ilerlemenin hiç sorgulanmayan bir şiarı olabildi. Ekonomik sistemin “serbest” piyasa, merkezi planlama, sosyal-demokrat refah devleti veya askeri-sınai kompleks olması bu durumu değiştirmedi. Sovyetler Birliği koca bir fabrikaya dönüştü; şirketler, partiler ve sendikalar aralarındaki çıkar çatışması ne olursa olsun ulusal sanayinin gelişmesinin ve genişlemesinin ortak…

Yazının devamı

ANARŞİZM VE İSPANYA DEVRİMİNDE İKTİDAR SORUNU

Murray Bookchin Çeviren: Ahmet Sezer – 2012 Bugün anarşizm radikal çevrelerde le mot du jour [her günkü sözcük] haline geldiğinde, anarşiye dayalı bir toplumla sosyal ekolojinin ilkelerine dayalı bir toplum arasındaki fark açıkça belirginleşir. Otantik anarşizm her şeyden önce bireysel kişiliğin tüm etik, siyasal ve toplumsal bağlardan özgürleşmesi arayışıdır. Fakat bunu yaparken tüm devrimcilerin toplumsal bir ayaklanma döneminde karşısına…

Yazının devamı

Sosyalizm gelince önsevişme kalkacak mıymış?

Ayşe Toksöz – 14 Şubat 2019 Cecilia, YouTube’dan Berlin Duvarı’nın yıkılışını gösteren videoları izlerken gözyaşlarını tutamıyor. Kendini Duvar’ın etrafına toplanan insanları, bu arada vals yapan bir kadını izlemeye o kadar kaptırmış ki, ağladığını bile ancak kızı iyi misin diye sorunca fark ediyor. Kızına üzüntüden değil, bu insanlar için duyduğu mutluluktan ağladığını açıklıyor: “… Çünkü çok…

Yazının devamı

Umut vaat edici notlar: Krizden müştereklere

Komünalist bir paradigmanın yeniden kurulması, ilk kurulan paradigmanın hezimetine neden olan otoriter, eril, devletçi, tekçi zihniyetin dışında, ötesinde, yeni bir tasarımı gerektiriyor. Şu anda küresel olarak gelişen neo faşizm ile isyan hareketlerinin yüzleşmesi gezegenin kaderini belirleyecek. Bu yöndeki arayışlar her geçen gün artıyor. Dünyanın bir çok yerinde "yeni bir paradigma" anın inşası için yeni bir…

Yazının devamı

Keny Arkana – La Rage (Öfke)

ŞARKI Eh Connard SANATÇI Keny Arkana ALBÜM Entre Ciment Et Belle Etoile halkın isyanı,  isyanımız var ama salya akıtan değil fab’a sor bakalım, hayat bir pençe gibi şakırdıyor kaldırımlarda. amacımıza engel olana isyan ters yaşama ezelden beri kazılı bir isyan büyükler çocukluğumuzu çalmışken, hızlı büyüdüğümüze isyan. bam! bir yarış arabası ve bir duvar düşle… çok…

Yazının devamı

Restorasyonculardan umut beklemek *

A. Halûk Ünal Sıkça tanık olup, işittiğimiz bu yaklaşım, kongre sonrasında çok daha sistematik ve açık bir biçimde dile getirilir oldu : önce sistemin “onarım ve tamiri.”Sol muhalefetteyken “iktidar olmaktan” hep söz etmiştir.  Ancak “yönetime ortak olmak” hedefi ise oldukça yeni. Demirtaş böyle yazıyor, HDP yönetimi böyle konuşuyor.  Sonuç olarak birbiriyle etkileşimli kavramlar, yeni bir…

Yazının devamı

Daha iyi bir gelecek için yeni bir yola ihtiyacımız var

Toplumsal süreclerin bileşkesi olan vektörler, sınıfların karşılıklı mücadelesinin bir sonucu olarak tanımlanır. Hep aynı yönde de ilerlemez. Bunun çarpıcı bir örneği Türkiye'nin 2002 deki bileşkesi ile bu günkü bileşkesi arasındaki farktır. 2002 bileşkesi AB standartlarına işaret ederken, 2021 bileşkesi neofaşizme işaret edebiliyor. Söz konusu bileşkelerin oluşmasının bir yönü, güç mücadelesinin öznelerinin toplumda ürettikleri politiko-kültürel hegemonya/rıza…

Yazının devamı

Michel Foucault & Noam Chomsky : İnsan doğası üzerine (1971 Tr Alt yazılı)

Yazının devamı

Entelektüelin sosyolojisi

Besim F. Dellaloğlu – 20 Ağustos Perşembe 2020/ Duvar Gazetesi Entelektüel genellikle en fazla malumata sahip olan kişi olarak tasavvur edilir. Oysa malumat sahibi olmak entelektüel olmaya yetseydi eğer Google en büyük entelektüel olurdu. Yani durum pek de sanıldığı gibi değil. Bir diğer yanlış yorum entelektüelin çok akıllı biri olduğudur. Oysa entelektüelin içindeki intellect, Kant’ın…

Yazının devamı

Aydının sosyolojisi

Besim F. Dellaloğlu – 06 Ağustos Perşembe 2020 – Gazete Duvar Geçen hafta Gazete Duvar’da “İslamcı aydının krizi yazısını neden yazmadım!” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bir süredir Türkiye’de aydın kimliği üzerine yazdığım yazıların dördüncüsü olarak. Bu yazıya ve bu yazıyla bağlantılı olarak sosyal medyada yaptığım bazı değerlendirmelere verilen tepkiler nedeniyle bu konuyu biraz daha açmak gerektiğine karar…

Yazının devamı

Stalinizm bir sebeb değil sonuçtur

Dergimiz yayın yolculuğunun üçüncü ayında. E-Skop dergisinin 2015 yılı arşivinde bulduğum bu çağrı; yalnızca aklın yolunun birliğini kanıtlamıyor; solun akılsızlık birliğinin de önemli bir kanıtı. Macaristan gibi çok önemli bir "sosyalist" ülkede Bookchin'in adlandırmasıyla bir "üçüncü devrim" girişimi içinden yükselen ve Sovyet tanklarıyla susturulan bu ses, sosyalizmin krizinin boyutlarını, krizin hangi alanlarda ortaya çıktığını çok…

Yazının devamı

Komün: En sonunda yeniden keşfedilmiş siyasal biçim

Jerome Roos “Devrilen ama fethedilemeyen Komün günümüzde yeniden doğuyor. Artık o, bozguna uğrayanların güzel bir umudun hayaline sarılıp uyuyarak gördüğü bir düş değil. Artık değil! Bugünün “komünü” ayaklarımızın altında gümbürdeyen devrimin açık ve nihai amacı haline geliyor” Peter Kropotkin Olaydan on yıl sonra, Paris Komünü üzerine düşüncelerini aktarırken böyle yazıyor Peter Kropotkin. Bu kelimeler yaklaşık…

Yazının devamı

Thomas Münzer ve Köylüler Savaşı

Şeyh Bedreddin'imiz pratik ve kuramsal izini tarihe Münzer'den 60 yıl önce bıraktı. Ancak ne Avrupa solu, ne de Türkiye solu, bu iki ismin tarihte ifade ettiği "yol"u anlamlandıramadı ve güncelleyemedi. Batılı tarihçiler 1200 lerden başlayan "köylü savaşları"nın vaka nüvistliğini yapsa da yorumlamakta diyalektik materyalist bir metodolojiyi kullanamadılar. Oysa her iki hareket de hiç de tesadüfi…

Yazının devamı

Paris Komünü, Lenin’in dansı ve Rojava komünleri

ALİ ÇİÇEK – Yeni Özgür Politika Stefan Zweig, tarihin akışını değiştiren ve böylece kendi başlarına tarih yazan anları, “insanlığın yıldızının parladığı anlar” diye tarif ediyordu. Paris Komünü’nün 1871’in ilkbaharındaki deneyimleri de demokratik ve eşitlikçi bir topluma giden yolun köşe taşlarından birine dönüştü. Marx’ın “gökyüzünü fethe çıkanlar” diyerek onurlandırdığı Paris komünarlarının deneyimleri, Ekim Devrimi pratiğinde de…

Yazının devamı

İnkâr Edilen Hakikat: Sömürge Kuzey Kürdistan

Güllistan Yarkın / 2019-06-30 Cumhuriyet’in Doğu’ya yerleşmesi, medeni milletlerin Afrika’ya yerleşmesi gibidir… Afrika’nın Diyarbakır’a nazaran birkaç misli daha ağır olan hava şartlarını yenerek oralarda yerleşen medeni milletlerden, bizim bir eksiğimiz olduğunu iddia etmeye kimin hakkı vardır. Umumi Müfettiş Avni Doğan Dersim’in yönetimi sömürge yönetimi gibi ele alınmalı ve burada bir sömürge idaresi kurulmalıdır… Yüksek memurlara sömürge…

Yazının devamı

Konfederalizmin Anlamı*

Murray Bookchin Çok az argüman, yüz-yüze katılımcı demokrasi durumuna karşı çıkmak için bizim “kompleks bir toplumda” yaşadığımız iddasından daha etkili bir şekilde kullanılmıştır. Bize modern nüfus merkezlerinin taban düzeyinde doğrudan karar vermeye izin vermek için fazla büyük ve nüfusça yoğun olduğu söyleniyor. Ve ekonomimiz ticaretin ve üretimin karışıklıklarını çözmek için, muhtemelen, çok “küresel” dir. Günümüzün…

Yazının devamı

Marksizm, tarihin 240 bin yılını neden yoksaydı?

Yeni olaylar, bütün geçmiş tarihin yeniden incelenmesini zorunlu kıldı. O zaman görüldü ki, bütün geçmiş tarih, ilkel aşaması ayrı tutulursa,(abç) sınıf mücadelelerinin tarihidir; toplumun birbirleriyleçatışan sınıfları, her zaman, üretim ve değişim tarzlarının, kısaca, kendi çağlarının iktisadi koşullarının ürünle? ridir; toplumun iktisadi yapısı, her zaman, belirli bir tarihi dönemin hukuki ve siyasi kurumlarının olduğu kadar, dini,…

Yazının devamı

Seattle isyanı 1999

Charlie Kimber* Yirmi yıl önce, Dünya Ticaret Örgütü toplantısı sırasında- ki gösteriler, sokak işgalleri ve isyanlar politik ve ekonomik sistemin merkezine karşı yeni bir mücadele biçiminin doğuşunu müjdelemişti.  Amerika’da Seattle’daki gösteriler, dünyaya hükmeden elitlere karşı keskin bir öfkenin olduğunu gösterdi ve “antikapitalizm” ifadesini popüler hale getirdi.  Patronların dergisi The Economist 10 yıl önce şöyle yazdı:…

Yazının devamı

Faşist Ekoloji

Peter Staudentmaier – Şubat 19, 2012 Çeviri : Ahmet Atıl Aşıcı – Sezgin Ata “İnsanlığı doğadan, hayatın bütünlüğünden ayırmanın onun kendi yıkımına ve ulusların yokoluşuna sebep olduğunu anlamış bulunuyoruz. İnsanlık ancak hayatın bütünlüğüne yeniden eklemlenmek suretiyle güçlü olabilir. İşte bu, çağımızın biyolojik yükümlülüklerinin temel direğidir. İnsanoğlu tekbaşına düşüncenin odağı olamaz artık, olsa olsa hayatın bütünlüğüdür…

Yazının devamı

Mülteci miyiz, muhacir mi?*

A. Halûk Ünal Anadolu malûm, bir göçmenler ülkesi. Göçmenlik hepimizin genlerinde var. Sevgili Yılmaz Karakoyunlu, Anadolu’ya “3M ülkesi” derdi; mülteci, mübadil ve muhacir. “Ne mutlu türküm” ulusunun inşa edildiği “malzeme.” “Ne mutlu türküm” toplumunun sinizm ve gericiliğini “anlamaya” başlamak, dört yıl önce kendimi bir göçmen selinin ortasında mülteci olarak bulduğumda mümkün olacakmış. Neyse bu, başka…

Yazının devamı

Aydınlanma nedir?

Immanuel Kant

Immanuel Kant'ın az bilinen ama ünlü ve çok önemli bu metni bizim için de bu gün iki nedenle önemli. Birincisi, Marksist geleneğin Aydınlanma olarak adlandırılan dönemi ve süreci esas olarak burjuvaziye maletme -endüstri devrimi ile sınırlı görme- yanlışlığının kanıtlarından biridir. Deterministik ve indirgemeci - buna dogmatik bilimci de diyebiliriz- bakış etkisinde varılan bu yargı; 1200-1900…

Yazının devamı

Yeni Toplumsal Hareketler: Özgürlüğün Değişen Grameri

Ramazan Kaya / Qijika Reş Dergisi Sayı 2 – Mayıs 2011 “İktidar hayatı hedef aldığında, hayat iktidara direniş olur”  Gilles Deleuze İmparatorluk” Çağının Tahakküm Haritası Seksenli yıllar boyunca soğuk savaştan “kapitalizmin” galip çıktığı naraları eşliğinde her karşı çıkışın nafile olduğu ve neo-liberalizmin Batı’nın aşılmaz ufku olduğu yanılsaması egemendi. Devrimci kuşaklara vaat edilmiş “gelecek güzel günler”e,…

Yazının devamı

Kara Panter Partisi (1966-1973)

Kara Panter Partisi

SOSYAL BİLİMLER Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 12, Güz 2015 Sarah CAUNES H. Kiraz ÖZDOĞAN Bu makalede 1966 ve 1973 yılları arasında ABD’de Siyahların gündelik ve politik yaşamda uğradıkları ayrımcılıklara karşı mücadele etmek için Siyahlar tarafından kurulan, silahlı yapılanması olan Marksist-Leninist sosyalist bir parti olan Kara Panterler Partisi’nin etnik ve…

Yazının devamı

Komünalist Karar Anı*

Murray Bookchin

Murray Bookchin – Ağustos 2001 [ * ] Makale, orjinal olarak Toplumsal Ekoloji Dergisi, Sayı 1′de yayınlanmıştır. Çeviri : Sezgin Ata Yirmibirinci yüzyılın tarihin en radikal mi yoksa en gerici dönemi mi olacağı –veya yalnızca sönük bir sıradanlığın gri bir çağına mı dönüşeceği–, büyük ölçüde, toplumsal hareketin türüne ve toplumsal radikallerin devrimci çağın son iki yüzyılı boyunca birikmiş olan…

Yazının devamı

Kayyum cumhuriyetine karşı Özyönetim cumhuriyeti!

A. Halûk Ünal Di’ligelecekzaman’ın çıkış yazısında (Başlarken) dergimizin çıkış amacının da merkezinde duran sorunu şöyle özetlemiştik. “Elbette böyle bir kriz, bu insanlık düşmanı sistemden kurtulmak için, kapitalizmin ötesinde bir yer yüzü kurmak için bulunmaz bir fırsat olabilirdi. Oysa ne yazık ki, bunu gerçekleştirecek kurucu özne(ler) ortalıkta görünmüyor. Çünkü, bir diğer dünya tarihsel kriz de sosyalizm…

Yazının devamı

Başlarken

A. Halûk Ünal Yer küre ve insanlık tarihinin en büyük buhranını yaşıyor. Kapitalizm, büyüme, gelişme ve yayılma imkanlarının sınırına dayanmış görünüyor; bunun kaçınılmaz bir bedeli olarak da doğayı vandallıkla talan ederek, bir yok oluşa sürüklüyor.  Kapitalizm böylesi bir buhranın üzerine eklenen iklim kriziyle başa çıkmaya çalışırken salgın, 2008 yılından bu yana büyük bir çabayla tükenen,…

Yazının devamı

Tarihe bakarken… “Ecdadımız” ve siyaset…

Celalettin Can* (İlk olarak Independent Türkçe’de yayınlanmıştır.) Celalettin Can: İktidar blokunun ve İslamcı- milliyetçi kesimlerin ‘Yeni Osmanlıcılık’ kavramı üzerinden ‘ecdadımıza’ ziyadesiyle vurgu yaptığı bir zamanda aynı adla kitap yazdınız. Buna neden ihtiyaç duyduğunun sorusuyla başlasak…   Ragıp İncesağır: İktidarın ideolojik hegemonya sağlamak için yükselttiği “Yeni-Osmanlıcılık” saldırısı karşısında derin bir kaygı hissettim. Bugün tarih, sol muhalefetin pek ilgilenmediği bir alan gibi…

Yazının devamı

68 Kuşağının Marşı Haline Gelen Şarkı

İlk olarak ekşişeyler sitesinde yayınlanmıştır.- admin Çocukluğu Hollywood filmleri ile geçen bir neslin kulaklarının son derece aşina olduğu, her ne kadar çocukken sözlerini anlamasak da söyleyenin heyecanına, şarkının da bizzat kendisinin gazına geldiğimiz, 68 kuşağının o unutulmaz sembol şarkısı fortunate son’a hoş geldiniz. fortunate son; ccr’ın kasım 1969 yılında yayınlanan willy and the poor boys isimli 4.…

Yazının devamı

Fransa’da 1968 Mayıs-Haziran olayları

Murray Bookchin* Çeviri: Melih İnal* Gündelik Hayatın Niteliği 1968 Mayıs-Haziran ayaklanması Fransa tarihinde 1871 Paris Komünü’nden bu yana en önemli olaylardan biriydi. Burjuva toplumunun temellerini sarsmakla kalmadı. Modern sanayi toplumlarına ilişkin beklenmedik önemde meseleleri ortaya koydu ve çözümler sundu. Dünyanın her yerinde devrimcilerin bu olayları dikkatle incelemesi ve tartışması gerekiyor. Mayıs-Haziran ayaklanması sanayileşmiş, tüketime yönelik,…

Yazının devamı

Pembe giyen kadınlar: Hindistan’ın Gulabi Çetesi

Çete, eskiden kamuda bir sağlık çalışanı (ve bir çocuk gelin) olan beş çocuk annesi Sampat Pal Devi tarafından 2006 yılında yaygın aile işi şiddete ve kadınlara yönelik diğer şiddet türlerine karşı mücadele için kurulmuş.…

Yazının devamı

Komünalist Proje*

Murray Bookchin – 2002 Çeviren: Bilgesu Sümer Yirmi birinci yüzyılın en radikal zamanlara mı yoksa en gerici zamanlara mı tanıklık edeceği –ya da sadece zavallı bir sıradanlığın griliğine doğru mu sürükleneceği– büyük ölçüde sosyal radikallerin geçmiş iki yüzyıllık devrimci çağ boyunca birikmiş olan teorik, örgütsel ve siyasal zenginliğin içerisinden ne tür bir sosyal hareket ve…

Yazının devamı

Özyönetim: ‘Kurucu Bir Güç Olarak Komün’

Özyönetim (auto/nomia) kelimesindeki Yunancası ile ifade edersek buradaki nomos/nomia kural demek değil yaşam gücünün yönetimidir.…

Yazının devamı

Devrimde Sanat ve Sanatta Devrim: Estetik Üretim ve Tüketim

Yazı, 1917 yılında devrimi yöneten kadronun sanata bakış açısını yansıtmak bakımından önemli bir belge niteliği taşıyor.…

Yazının devamı

We Hat

2015 yılında A. Haluk Ünal'ın Kuzey Suriye'de (Rojava) 7 ay süresince çektiği Kadınlar'ın Devrimi temalı belgeselin Mahmut Berazi tarafından bestelenmiş tema müziği.…

Yazının devamı

Dava Sanatı: Otonomi, Heteronomi ve Sanatın Siyaseti

"e-skope" derginin 09/2017 tarihli 11 sayısının Ali Artun'un kaleme aldığı sunuş yazısı, dergimizin ilk sayısında sanat kategorisinin açılış yazısı olarak bize de çok uygun göründü.…

Yazının devamı

Modernizm eleştirisi ve Frankfurt Okulu

Frankfur Okulu

Bu çalışma Frankfurt Okulunun çalışma ve eleştiri alanlarını tanıtarak, okulun genel yaklaşımı içinden bir modernizm eleştirisi amaçlamaktadır. Çalışma içinde Frankfurt Okulu’nun doğuşuna, okul içindeki düşünürlere ve modernizme yönelik genel eleştiri noktalarına yer verilmiştir. Bunlar aydınlanma, aklın yozlaşması, pozitivizm, kitle endüstrisi, kapitalizm ve totalitarizm eleştirilerini içermektedir. Eleştiri noktalarının tümünün çıkış noktası okul üyelerinin modernizme yönelik yaklaşımlarından…

Yazının devamı

Rojava Üzerine Bir Uluslararası Hukuk Değerlendirmesi

Bu makale, Assessing International Law on Self-Determination and Extraterritorial Use of Force in Rojava başlığı ile, 13 Kasım 2020 tarihinde Washington merkezli prestijli bir uluslararası hukuk ve dış politika kuruluşu olan The Lawfare Institute tarafından yayınlanmıştır. Makalenin İngilizce orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.…

Yazının devamı

“Proleter Kültürü”

Metni yayınlamamızın asıl nedeni, yola çıkışta Bolşeviklerin sanata bakışına ilişkin temel belgelerden biri olması.…

Yazının devamı

Devrim ya feminist olacak ya da hiç olmayacak!

Şili Feminist Hareketine Bir Bakış Dünyanın birçok yerinde feminist hareketler güçleniyor, kadınların mücadelesi daha eşit bir dünyanın umudunu bizlere taşımaya devam ediyor. Şili’de bu güçlenen hareketlerin bir örneği. Las Tesis protestolarıyla daha yakından haberdar olduğumuz hareket, kitleselliği ve coşkusuyla mücadelemize ilham veriyor. Geçtiğimiz aylarda ise Şili’de yeni anayasanın kadınların eşit katılımının olacağı bir kurul tarafından…

Yazının devamı

Murray Bookchin’in Özgürlük Mirası

Merkeziyetçiliğin, endüstriyel üretimin, cinsiyetçiliğin, hiyerarşinin ve temsili siyasetin sorgulanmasında Murray Bookchin’in fikirleri daha uzun süre bir çok hareket için esin kaynağı ve modeli olma potansiyeline sahiptir.…

Yazının devamı

Ursula Le Guin’in Mülksüzler’i Üzerinden Bir İnceleme

Mülksüzler’in yazıldığı dönem olan 1968 kuşağı, geçtiğimiz yüzyılda sisteme karşı eleştirel yaklaşımların en çok gündemde olduğu, entelektüel çevrelerin konvansiyonel toplum mekanizmalarına karşı en fazla eleştirel fikir ürettiği dönemlerden biridir. Bu dönemde Marx’ın metinleri ve Diyalektik Materyalizm kuramı yeniden ele alınmış ve dönemin koşullarına göre yeniden yorumlanmıştır. Bu paralellikte Diyalektik Materyalizm üzerine düşünmek ve Diyaektik Materyalizm’i…

Yazının devamı